mehtap yılmaz
  IlGiNç hIkAyElEr
 
HERCAİ VE KARDELENİN HİKAYESİ

Cok Uzun Yillar Once Iki Kir Cicegi Birbirlerine Asik Olurlar, Her Bahar Diger Cicekler Gibi Onlarda Acip Gunese Merhaba Derler Fakat Bir Bahar Baslangici Bu Ciceklerden Biri Digerine;
“ Biz Diger Cicekler Gibi Bu Bahar Acmayalim Kisin Ortasinda Herkesin Soguktan Kactigi Karli Gunlerde Acalim Ki Butun Doga Bize Ait Olsun” Der Ve Ikiside O Bahar Acmamaya Karar Verirler
Biri Acmak Icin Kisin Gelmesini Ve Karin Yagmasini Beklerken, Digeri O Yaz Acar O Gun Bugundur Karda Acan Ve Sevgilisini Bekleyen Cicege Kardelen, Sevgilisini Yari Yolda Birakan Cicegede Hercai Denilir
Iste Bu Yuzden Hayirsiz Sevgiliye Hercai Diye Hitap Edilir


AŞKIN HİKAYESİ

Bir zamanlar, bütün duyguların üzerinde yaşadığı bir ada varmış:
Mutluluk, Üzüntü, Bilgi ve tüm diğerleri, Aşk dahil.

Bir gün, adanın batmakta olduğu, duygulara haber verilmiş. Bunun üzerine hepsi adayı terk etmek için sandallarını hazırlamışlar.Aşk, adada en sona kalan duygu olmuş çünkü mümkün olan en son ana kadar beklemek istemiş.Ada neredeyse battığı zaman, Aşk yardım istemeye karar vermiş. Zenginlik, çok büyük bir teknenin içinde, geçmekteymiş.Aşk, "Zenginlik, beni de yanına alır mısın?" diye sormuş.Zenginlik, "Hayır, alamam.Teknemde çok fazla altın ve gümüş var, senin için yer yok." demiş.Aşk, çok güzel bir yelkenlinin içindeki Kibir'den yardım istemiş. "Kibir, lütfen bana yardım et!", Kibir "Sana yardım edemem, Aşk. Sırılsıklamsın ve yelkenlimi mahvedebilirsin." diye cevap vermiş. Üzüntü yakınlardaymış ve Aşk yardım istemiş: "Üzüntü, seninle geleyim." Üzüntü "Of, Aşk, o kadar üzgünüm ki, yalnız kalmaya ihtiyacım var." Mutluluk da Aşk'ın yanından geçmiş; ama o kadar mutluymuş ki Aşk'ın çağrısını duymamış. Aşk, birden bir ses duymuş. "Gel Aşk! Seni yanıma alacağım..."Bu Aşk'tan daha yaşlıca birisiymiş. Aşk o kadar şanslı ve mutlu hissetmiş ki, onu yanına alanın kim olduğunu öğrenmeyi akıl edememiş. Yeni bir kara parçasına vardıklarında, Aşk'a yardım eden yoluna devam etmiş. Ona ne kadar borçlu olduğunu fark eden Aşk, Bilgi'ye sormuş: "Bana yardım eden kimdi?" Bilgi "O, Zaman'dı" diye cevap vermiş. "Zaman mı? Neden bana yardım etti ki?" diye sormuş Aşk. Bilgi gülümsemiş:

"Çünkü sadece Zaman Aşk'ın ne kadar büyük olduğunu anlayabilir"


ARKADAŞLIK
Savaşın en kanlı günlerinden biriydi. Asker en iyi arkadaşının az ileride, kanlar içinde yere düştüğünü gördü. İnsanın başını bir saniye siperden çıkaramayacağı gibi bir ateş altındaydılar.

Asker teğmenine koştu hemen:
- Komutanım, bir koşu arkadaşımı alıp geleyim mi?
'Delirdin mi?' der gibi baktı teğmen...
- Gitmeye değmez oğlum, arkadaşın delik deşik olmuş. Büyük olasılıkla ölmüştür bile. Kendi hayatını da tehlikeye atma sakın!

Ama asker o kadar ısrar etti ki, teğmen izin vermek zorunda kaldı.


- Peki, dene bakalım!


Asker yoğun ateş altında fırladı siperden ve mucize eseri, arkadaşının yanına kadar gitti, yaralı arkadaşını sırtlandığı gibi taşıdı. Birlikte siperin içine yuvarlandılar.


Teğmen koşup yaralıya bir göz attı ve nefes nefese bir kenara yıkılmış askere döndü:·- Sana hayatını tehlikeye atmaya değmez, dememiş miydim? Bu zaten ölmüş...


- Değdi Komutanım, değdi! dedi asker.
- Nasıl değdi, arkadaşın zaten ölmüş, görmüyor musun?
- Gene de değdi komutanım, çünkü yanına vardığımda henüz yaşıyordu...


Ve onun son sözlerini duymak, dünyalara bedeldi benim için...
Ve, hıçkırarak, arkadaşının son sözlerini tekrarladı:
'Geleceğini biliyordum!'



GELECEĞİNİ BİLİYORDUM!


Kalbimizde 'arkadaşlık' denilen bir mucize var. Nasıl olduğunu, nasıl başladığını bilemezsiniz. Ama bunun özel bir armağan olduğunu, Allah'ın bir lütfu olduğunu bilirsiniz.
Gerçekten de arkadaşlar nadide mücevherlerdir. Yüzünüzü güldürüp, başarmanız için cesaret verirler.
Sizi dinlerler ve kalplerini açmaya hazırdırlar.

GERÇEK DOST

babanın biri evladının arkadaşlık yaptığı kişilerin gerçek dost olmadığı sürekli oğluna söyler ama oğlu onu dinlemez ve karşı çıkar hayır baba onlar benim en iyi dostlarım der.baba peki der o zaman onların gerçek dostun olup olmadığını test edelim der oğlu nasıl der baba git bizim koyunlardan birini kes ve parçala ve sonra parçalarını bi çuvala koy ve gel der.oğlu gider babasının dediğini yapar ve getirir.sonra babası derki şimdi bu çuvali al ve o dostlarına götür ben birisini öldürdüm ve bu çuvala koydum diyerek yardım iste der oğlu ama baba der baba eğer gerçek dostun olup olmadığını görmek istiyorsan yap der oğlu gider dostlarından birisinin kapısını çalar ve ben birisini öldürdüm ve bu çuvala koydum saklamak için bana yardım et der ama dostu hayır git benden uzak dur başımı belaya sokma der ve kovar sonra ikinci bir dostuna gider ama aynı yanıtı alır ve diğerleride aynı tepkiyi verince babasına gelir ve haklıymışsın baba onlar gerçek dostum değilmiş hiçbiri yardım etmek istemedi der.babası sana söylemiştim der ve sonra derki şimdi felanca yere git felanca kişiyi bul ve benim selamımı söyle sonra aynı şeyi ondan iste der oğlu gider adamı bulur babasının selamını söyler ve amca ben birini öldürdüm ve bu çuvalın içine koydum der bana yardımcı olurmusunuz der adam gel bakalım diyerken kendi evinin arka bahçesine götürür ve orda bir çukur kazarak çuvalı çukara gömer sonra bütün bahçeye laleler eker ve arka bahçe tam lale bahçesi olur.oğlan gelir ve babasına olan biteni anlatır baba o adam bana yardım etti çuvalı arka bahçesine gömdü ve sonra tüm bahçeye laleler ekti der babası tamam şimdi yine git ve aynı adamı bul herkesin içinde olmadık hakareti yap ve birde tokat at demiş oğlu şaşırmış ama baba nasıl olur o bize yardım etti ama der babası sen dediğimi yap der ve oğlu gider adamı bulur ve herkesin içinde hakaret eder ve birde adama tokat atar.adam gence şöyle bir bakar ve derki oğlum babana selam söyle ben bir tokata lale bahçesini bozacak adam değilim der.


GERÇEK AŞK
Sabah uyandığında midesinde bir yanmahisseti.Yanmanın nedeni akşam yedikleri değil,uyanır uyanmaz bugün yapacaklarının aklına gelmesiydi.Bugün 2 yıldır götürmeye çalıştığı bir birlikteliği bitirecekdi.Aslında bunuyapmakda geç bilke kalmıştı.
'Bitmeli dedi içinden' ,Hergün bu tatsız uyanış bitmeli.Genç adam bunları düşünürken suratı şekilden şekile giriyordu.Süratle giyinerek dışarı çıktı.Bugüne kadar hiç bekletmemişti onu,şimdide bekletmemeliydi.İstanbul,soğuk ve yağmurlu bir Nisan ayı yaşıyordu.Genç adam gök yüzüne bakarak iç geçirdi; 'Bulutlar bizim yaşayacaklarımızı biliyor,onlar bile ağlıyor halimize'...
BULUŞMA VAKTİ
Artık Kadıköy iskelesindeydi.Birkaç dakikalık beklemeden sonra karşıdan kız arkadaşının geldiğini gördü.Şimdi midesindeki ağrı dahada artmıştı.
Beşiktaş'a geçtiler.Yolculuk sırasında hiç konuşmadılar.Genç kız,sevgilisinin bu durgunlığuna anlam verememişti.Nereden bilecekdi bugünayrılık çanlarının çalacağını...
Beşiktaş'a geldiklerinde bir cafede oturdular.Genç kız anlamıştı sevgilisinin kendisine bişey söylemek istediğini.Bana bir şey mi söylemek istiyorsun'diye sordu.Genç adam,gölerini kaçırarak 'Evet' dedi.Genç kız heyecanlanmiştı,birazda sinirlenerek'Söylesene,ne diye bekliyorsun' dedi.Genç adam içini çektikden sonra'Sence biz nereye kadar gideceğiz?' diye sordu.Genç kız,' Bunu sorma gereğini niye duydun?' diye yanıt verdi.Genç adam söze başladı...'Birkaç ay önce akşam 23.00 sana telefon açıp senim için yazdığım şiiri okumak istemiştim.Sen bana' Sırasımı şimdi canım yaa,işin gücün yokmu' demiştin.Biliyormusun o an nkavt olan bir boksör gibi hissettim kendimi.Özür dileyip telefonu kapatmıştım.Daha sonra benden bu şiiri hiç istememiştin.Geçenlerde hasta olup yataklara düştüğümde arkadaşlarımla birlikte sende gelmiş,Meral'in 'sen şanslısın,sevgilin sana bakar' sözüne 'İşim yokda sanamı bakacağım,annen baksın'demiştin.Hatırladın mı?
DUYGUSALLIĞI SEVMEM
Genç kız,'Biliyorsun ben duygusallığı sevmiyorum.Hem hasta bakıcı gibi göründüğümü kimse söyleyemez' diye yanıtladı.Genç adam güldü, 'Evet canım haklısın.Zaten olmak istesende bu kalbi taşıdığın sürece hasta bakıcı,hemşire falan olamazsın.'
Genç adam devam etti...'Bana şimdiye kadar kaç kere sabahın erken saatlerinde güzel sözcüklerden oluşan bir mesaj cektin?Hiç...Hatta günün hiçbir saatine çekmedin.Duygusallığı sevmeyebilirsin.Ama sen seni seven insanlarıda mutlu etmeyi sevmiyorsun.Halbuki ben senin tam tersine kendimden çok insanları mutlu etmeyi seviyorum.Seni tanıdığımdan beri her sabah,her akşam,her gece yani seni andığım her saat tatlı bir mesajım vardı senin için biliyor musun?Seninle ben akla kara gibiyiz.Genç kız anlamıştı,'Yani ne istiyorsun benden şair olmamımı?'
Genç adam tekrar gülümsedi içinden.Dün gece ayrılık karaının nekadar doğru olduğunu düşündü. 'Hayır' dedi, 'Şair olmanı istemiyorum.Olamazsın da...Biz ayrılmalıyız.Ayrılsak ikimiz içinde en hayırlısı bu olacak.
Genç kız şaşırmıştı,'Neden ama?Ben seni seviyorum.Seninde beni sevdiğini sanıyordum.
Genç adam iç çekerek'Hayıt canım,sen beni sevdiğini zannediyorsun.Eğer beni sevseydin şimdi başka şeyler konuşurduk' dedi.
Genç kızın gözleri yaşarmıştı.Genç adam cebinden çıkarttığı mendili uzattı,gen kız gözyaşlarını silerek 'Sen bilirsin,umarım beni bir başkası için bırakmıyosundur...' dedi.
Genç adam'Nasıl böyle bişey düşünürsün, senden başka kimse olmadı ve uzun zaman da olacağını sanmıyorum' yanıtını verdi.Genç adam ve genç kız iki sevgili olarak oturdukları bu masada artık iki yabancıydı.Birkaç dadika sessizce oturdukdan sonraGenç kız 'Tamam o zaman sana mutluluklar dilerim' diyerek elini uzattı.Genç kızın sesi ve eli titriyordu.Genç adam, 'İstersen arkadaş kalabiliriz' dedi.Birbirlerine son kez sarıldılar.
BEN DOĞRU YAPTIM
Genç adam doğru yaptığına inanıyordu.Eve döndüğünde yürümekden bitap bir haldeydi.Odasına girdi.Gece bitmek bilmiyordu.Sabah erken kalkıp işe gidecekdi,uyumalıydı.Birkaç saat sonra uykuya dalmayı başardı.Sabah 7'de saatin ziline uyandı.Evden çıkacağı zaman cep telefonuna baktı,mesaj ve 10 cevapsız arama vardı.Yorgun olduğu için duymamıştı telefonun sesini.Aramalar ve mesaj sevgilisindendi.Heyecanla mesajı açtı,şunlar yazıyodu
Sadece onları sevmeyi sevdim
Hepsini onlarsız yaşadımda
Bir seni sensiz yaşayamıyorum
Bu aşkı tek kalpte taşıyamıyuorum
Sana yemin güzel gözlüm bir tek seni sevdim
Ve seni severek öleceğim,elveda birtanem...
Genç adam şaşırmıştı.Onu tanıdığı günden beri ilk defa şiir alıyodu ve üstelik sabahın beşinde yazmıştı.Heyecanla onu aradı,telefonu yabancı bir ses açtı.Genç adam ' nalan'la görüşebilirmiyim?' dedi.Ama karşıdaki ağlıyordu,hıçkıra hıçkıra hem de...Ben onun annesiyim yavrum,kızım bu sabah intihar etti.Gece sabaha kadar birilerini arayıp durdu.Sabah odasının ışığını sönmemiş görünce girdim.Yavrum kendini asmıştı........
YIĞILIP KALDI
Genç adam beyninden vurulmuşa döndü.Bir gün önceki miğde ağrısının iki katını çekiyordu şimdi.Olduğu yere yığılıp kaldı...
Birkaç ay sonra iki doktor konuşuyordu hastanede.Doktorlardan biri diğerine karşıdaki hastanın durumunu soruyordu.Doktor yanıt verdi...'Haaa o mu? Üç ay öncegetirdiler.Kendisi yüzünden bir kız intihar etmiş.O günden sonra cep telefonunu hiç elinden bırakmamış.Devamlı birşeyler yazıp birine yolluyor.Geçenlerde merak ettim.Ouyurken gönderdiği numarayı aradım.Numara 3 ay önce iptal edilmiş.Gelen mesajlarda bir şiir var.Bu adam duygusalmı bilmem ama benim anladığım kadarıyla şiiri yazan çok duygusal biriymiş..........



BABAMI İSTİYORUM

Adam yorgun argın eve döndüğünde 5 yaşındaki çocuğunu kapının önünde beklerken buldu.

Çocuk babasına, - "Baba bir saatte ne kadar para kazanıyorsun" diye sordu...

Zaten yorgun gelen adam, "Bu senin işin değil" diye cevap verdi.

Bunun üzerine çocuk "Babacım lütfen, bilmek istiyorum" diye üsteledi.

Adam : - "İllâ da bilmek istiyorsan 20 milyon" diye cevap verdi.

Bunun üzerine çocuk "Peki bana 10 milyon borç verir misin" diye sordu.

Adam iyice sinirlenip, "Benim senin saçma oyuncaklarına veya benzeri şeylerine ayıracak param yok. Hadi, derhal odana git ve kapını kapat" dedi.

Çocuk sessizce odasına çıkıp kapıyı kapattı.

Adam sinirli sinirli: - "Bu çocuk nasıl böyle şeylere cesaret eder." diye düşündü.

Aradan bir saat geçtikten sonra adam biraz daha sakinleşti ve çocuğa parayı neden istediğini bile sormadığını düşündü, "Belki de gerçekten lazımdı"...

Yukarı çocuğunun odasına çıktı ve kapıyı açtı...

Yatağında olan çocuğa, "Uyuyor musun" diye sordu. Çocuk "Hayır" diye cevap verdi...

- "Al bakalım, istediğin 10 milyon. Sana az önce sert davrandığım için üzgünüm. Ama uzun ve yorucu bir gün geçirdim" dedi...

Çocuk sevinçle haykırdı, "Teşekkürler babacığım"...

Hemen yastığının altından diğer buruşuk paraları çıkardı. Adamın suratına baktı ve yavaşça paraları saydı.

Bunu gören adam iyice sinirlenerek, "Paran olduğu halde neden benden para istiyorsun?...

Benim, senin saçma çocuk oyunlarına ayıracak vaktim yok" diye kızdı...

Çocuk : - "Param vardı ama yeterince yoktu " dedi ve yüzünde mahcup bir gülücükle paraları babasına uzattı;

- "İşte 20 milyon...

- "Şimdi bir saatini alabilir miyim babacım?..."

 
  Bugün 1 ziyaretçi (6 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol